24 Ocak 2010 Pazar

‘ONCE’ MORE...

Sinemayla ucundan kıyısından ilgilenip de ‘Once’ filminin adını duymamak olur mu? Geçen senenin başından beri birçok kişiden duydum ama her zamanki gibi yapılacak o kadar iş vardı ki ‘ilk fırsatta izlenecek filmler’ listemde sağlam bir yer edinmekle yetindi Once... Derken müzik zevkine sonsuz güvendiğim bir arkadaşım elinde cd’yle geldi; belli ki hem müzik hem de sinema açısından son derece tatmin edici bir film beklemekteydi beni.

Filme dair yapılan yorumları okudum; ‘İrlanda’nın sokaklarında kaybolmaktan’ bahsetmiş bazı insanlar, bense kaybolmak ne kelime, uçak bileti bakar kıvama geldim; Hala daha naif, sıcak filmler benim için ‘en güzel’ kategorisinde yer alıyor ama ‘Once’ sadece naif, çıkarsız, yürek ısıtan bir film değil, ‘Once’ aynı zamanda kelimenin tam anlamıyla bir müzik ziyafeti sunuyor insana. Şu satırları yazarken bile ‘When your mind is made up’ ve ‘Falling Slowly’ eşlik ediyor bana. Sadece müzik yaparak daha doğrusu sadece müziğini paylaşarak birini sevebileceğini gösteren, göstermekten öte buna inandıran film ‘Once.’ Hayır kesinlikle naif bir genç kız yada genç oğlan rüyası değil. Sorumluluklarının her zaman bilincinde olan karakterlerin ayaklarının bulutlarla temas etmediği ama size kendinizi bulutlar üstünde hissettiren film Once. Kim bilir hayatımızda kaç kez Glen Hanshord’un sorduğu ‘Do you love him?’ sorusuna Çekçe ‘I love you’ diyen Marketa Irglova’nın verdiği yanıt gibi yanıtlar alıp da anlamamışızdır, kim bilir kaç kere mümkün olmadığını bildiğimiz halde birilerine ‘Haydi benimle gel’ demişizdir ya da demek istemişizidir, kim bilir kaç kez kimsenin gelmeyeceğini bile bile birini ‘beklemişizdir’.

Filmle ilgili en sevdiğim şeylerden biri de karakterlerin adı yok. Sadece müzik yapan, müzik paylaşan müziğin yanında ‘kirlenmemişliklerini’ paylaşan bir kadın ve bir adam var Once’da.

Çağan Irmak için ‘güzel hikaye anlatıyor ve işin kötüsü bizi buna inandırıyor, yok ki böyle şeyler hayatta’ diye yazmıştı birileri. Bense Çağan Irmak'a deyim yerindeyse 'bayılmakla' ve bu yoruma kısmen katılmakla birlikte, diyorum ki ‘Once güzel hikaye anlatıyor ve bunu en gerçekçi, en ‘batan ama acıtmayan’ şekilde yapıyor.’ Hayattan kaç tane Once çıkar biliyor musunuz? Ben de bilmiyorum ama umarım ben yaşadığım sürece onlarcasını görürüm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder