29 Ekim 2009 Perşembe

Kanal(i)zasyon: isminin ötesine gidemeyen skeç topluluğu...


Genelde öyle günümüz sinema eleştirmenleri gibi bir filmi yerden yere vurmak tarzım değildir zaten haddim asla değildir. Ama yeteneğinden ve zekasından zerre kuşku duymadığım Okan Bayülgen böyle bir film çekerse samimiyetinden kuşku duyduruyor ister istemez.

Yıllarca ‘medya arkasını’ herkes kadar bayılarak izledim, cam silicileri, zuzaylılari, yarışmaları ve kadın programlarını kimsenin alamayacağı kadar başarılı biçimde ti’ye alan Okan Bayülgen’i çok sevdim. Ancak bu skeçlerin daha fena versiyonlarını ard arda dizip, üstelik ne yönetmenlikte ne senaryoda gram zeka pırıltısı göstermeyen bu filme, bu filmde canlandırdığı o korkunç yapmacık tiplemeyle karşıma gelen Okan Bayülgen’e itirazım var. İtirazım var çünkü Okan Bayülgen kendine bahşedilmiş yeteneği çöpe atıyor, itirazım var çünkü Okan Bayülgen sinemaya ihanet ediyor, itirazım var çünkü Okan Bayülgen’i Ağır Roman’da izledim. Aslında ne yapabileceğini, ne kadar iyi bir ‘karakter oyuncusu’ olduğunu biliyorum. Ama o da çoğu arkadaşı yada yerden yere vurduğu meslektaşıyla aynı şeyi yaparak kolaya kaçıyor işte. Üstelik bunun ‘medya eleştirisi’ olduğunu savunarak.

Medya eleştirisi yaparken absürd komedi çekilebilir elbette ama Kanalizasyon filminin türü olsa olsa ‘zorlama komedi’ olabilir. Üstelik de film, medya/ tv eleştirisini anlayacak kitleye hitap etmekten çok zaten eleştirdiği kitleye yönelik olunca hepten ‘tutarsızlıklar silsilesi’ diziliyor peş peşe.Tiplemeden öteye gidemeyen birçok oyuncu da öylesine oynamış işte; sanki Okan Bayülgen tüm arkadaşlarını toplamış ve 2. bir kez tekrar bile ettirmeden sahneleri çekivermişler öylece...

Medya eleştirisinin en iyi örneklerinden birini zaten ‘Dein Fernseher Lügt (Her şey rating için) filmiyle Hans Weingartner çekti. Böyle bir film beklemiyordum elbette, Türkiye çok farklı bir ülke. Ancak işin içine birazcık zeka parıltısı, yada en azından ‘film’ izlediğimizi hissettiren birkaç şey katılabilirdi pekala... Yıllarca dalga geçtiği korkunç programlardan elde ettiği reytinglerle para kazanan kanallardan farkı nerde Okan Bayülgen’in?

18 Ekim 2009 Pazar

Sanat, ne sanat ne toplum içindir; sanat benim içindir...

Özgüvensiz, utangaç, kendi halinde bir erkek, çekici, akıllı ve daha da önemlisi kendisine ilgi gösteren bir kadınla karşılaşırsa ne olur? Cevap çok net tabii ama vurucu ve esas cevap en beklenmedik şekilde ‘Şeylerin Şekli’nde karşınıza gelecek.

‘Şeylerin Şekli’ bir tiyatro oyunu ama arkadaşınızın başından geçen bir öykünün aktarılması gibi aynı zamanda. Pek tanıdık olan duyguları yeniden hissetmenizi sağlayan, sandalyenizden kalkıp yere oturup, oyuncuların sırtlarını sıvazlamamak için kendinizi zor tuttuğunuz; Mehmet Ergen’in nefis rejisiyle daha da izlenebilir kılınan bir ‘eser’. Oyunun ilk anından itibaren arkadaşınızmış gibi hissettiren dört tane yetenekli oyuncu, sizi kimi zaman kahkahalara boğarken kimi zaman çok şaşırtıyorlar. Bunu yaparken tempoyu hiç düşürmeden; dekorlarını -pardon - ‘evlerini’, ‘gittikleri muayeneyi’, ‘kafeyi’ kendi elleriyle sahneye taşıyorlar.

Evelyn (Esra Bezen Bilgin) çok yetenekli, Güzel Sanatlar öğrencisi ‘sanatı sanat için yaptığını’ iddia etse de aslında ‘Sanat, ne sanat ne toplum içindir; sanat benim içindir’ diyor oyunda. Sanat adına ne kadar ileri gidilebilir? Sanat yaparken sahiden dünyayı değiştirebilir misin? Ya da ‘sanat yap ama dünyayı değiştir’ cümlesi böyle yorumlanmalı mı? İşte bu soruları kendinize soracağınız, üzerinde çok kafa patlatacağınız ama bana kalırsa kesinlikle ‘suçlusu’ olmayan hayattan bir kesit ‘Şeylerin Şekli’.

Dört genç oyuncu da birbirilerinden rol çalmadan, çok başarılı oyunculuklar sergiliyorlar. Ama Evelyn yani Esra Bezen Bilgin çok farklı; çok gerçek, sevilebilir, nefret edilebilir, kısacası oyunda kimseden rol çalmadan bir adım öne geçen ve keşke onu daha sık görsek dediğimiz bir oyuncu. Bartu Küçükçağlayan’ın da hakkını yememek lazım elbette. Tüm oyun boyunca o kadar ‘Adam’ gibi ki...

Şeylerin Şekli’ne gidin demeyeceğim, Şeylerin şekli’ni yaşayın, deneyimleyin, test edin... Oyun sonrası oyuncuları tebrik etmeyi unutmayın