1 Şubat 2011 Salı

‘Biutiful’

Bazı yönetmenler var… Sadık sinema izleyicisinin konusunu okumadan, oyuncularına bile bakmadan filmlerini tercih ettiği yönetmenler bunlar. Bir tanesinin adı: Inarritu. Bir de bazı oyuncular var… İsmi geçtiğinde sinemadan anlayan-anlamayan herkesin önünde şapka çıkardığı, en az bir filmini bildiği, izlediği. Bunlardan birinin adı da: Javier Bardem. İşte bu sene bu ikili sinemaya bir ‘Biutiful’ armağan etti.

‘Biutiful’ Barselona’nın arka sokaklarında geçen karanlık bir film. Kaçak çalışan göçmenlere, parçalanan ailelere, yoksulluğa ve yoksunluğa dair parçaları en acılı tarafından ikram eden, ve tüm bu ‘acısına’ rağmen gayet lezzetli bir film.

Javier Bardem’in canlandırdığı Uxbal bir sürü şey aslında, ama hepsinden her şeyden öte ‘merhametli bir baba’. Çocukları için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan, yaşamayı bile sadece onlar için isteyecek kadar düşünceli, manik depresif karısını hala sevecek kadar ‘aşık’, metroya dahi kaçak binecek kadar tutumlu, tüm biriktirdiği parasını çocuklarına harcayacak kadar yufka yürekli ama tüm bunları yaparken aldığı kararların bedelini ödeyemeyecek kadar korkak. Yani aslında herkes gibi. Film Uxbal’ın ekseninde geçse de; kaçak göçmenlerin, umudu başka yerlerde arayanların değişmeyen, evrensel hikayesine değiniyor Inaritu. Her birinin hikayesi ayrı ayrı önemli, her birinin hikayesi ayrı dağıtıcı. İşin güzel tarafı Inaritu sinemasını sinema salonlarında mendil kullanımında artış sağlamak için yapmıyor. He ticari kaygılarının olmadığını öne sürecek kadar Pollyanna değilim ne yazık ki ama Inarritu filmlerinde sömürülen duygular yok, sadece gerçekler var…

Biliyorum Javier Bardem’in oyunculuğu hakkında herkes çok şey söyledi, ama filmi izledikten sonra gönül rahatlığıyla söylüyorum ki ‘az bile söyledi’. Ben şu satırları yazar, siz okurken onun evde ‘And i would love to thank …’ ile başlayan Oscar konuşmasının son rötuşlarını yaptığına nerdeyse kalıbımı basarım. Bardem filmdeki performansıyla koltuğa çiviliyor, her anlamda 'gözleri dolduruyor', kısacası hayran bırakıyor. ‘Her zamanki gibi müthiş oynuyor’ demek Biutiful’daki performansına haksızlık olur kanımca çünkü Javier Bardem Biutiful’da müthiş değil ‘kusursuz’ oynuyor.

Biutiful vizyondan hiç kalkmayacak film. Umarım vizyonumuzdan da kalkmaz. Ve umarım vizyonumuz, ilkemiz, misyonumuz yalandan dayatılan şirket değerleri değil Biutiful’un gösterdikleriyle ilgili bir şeyler yapmak olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder